Türkiye'de eğitimin ana problemi
Tüm bu iyileştirmelere rağmen , eğitimde ne kadar ilerleme gösterdiğimiz bir tartışma konusu . Uluslararası sınavlardaki başarı / başarısızlıklar ortada . Bence , yapılan yatırıma rağmen bir iyileşme yok , en azından yapılan yatırıma oranla istenilen düzeyde bir iyileşme yok .
Bunun en büyük nedeni ;
Sınav - Test /kaynak kitap denkleminde verilen eğitim
Sınav odaklı yaklaşım tüm eğitim sistemimizin en büyük belirleyicisi konumunda .
normalde süreç sonunda süreci değerlendirmek için sınav yapılır ama bizde süreç, sınav için düzenleniyor . Tüm ülke sınava hazirlaniyor.
Müfredat 3-4 yıla bir güncelleniyor , oldukça sade hale getiriliyor ve basitleştiriliyor ancak gel gör ki Türkiye'nin gerçeği olan sınavlar nedeniyle müfredat uygulanmıyor . Müfredat sadece belirli bir çizgi çizen konumuna gelmiş durumunda . Bu çizgiyi ne derece takip edeceğine uygulayıcılar yani öğrenci - öğretmen - veli - okul müdürü - il milli eğitim müdürü karar veriyor .
Sınav odaklı yaklaşımdan dolayı müfredat / meb in verdiği kitaplar terk edilip , yerine test ve kaynak kitap üzerinden bir eğitim veriliyor . Aslına bakarsanız çocuğunuza ne öğretileceğine meb yerine kim karar veriyor biliyor musunuz ? - Kaynak kitap yazarları . Birçok sınıfta kaynak kitaplar , fiili öğretimin nasıl, ne zaman ve ne şekilde yapılacağının belirlenmesinde tek başına çok etkili bir faktördür.
1- Kaynak kitaplar çöp - gereksiz / ezbere bilginin en büyük kaynağıdır .
Kaynak kitapların tek bir amacı vardır , size sınavda en fazla neti yaptırmak , bunun için de gerekli gereksiz her türlü bilgiyi öğretmeye , ezberletmeye çalışıyor . Sizi bilgi bombardımanına tutuyor , bunu yaparken de ezbere , hiçbir düşündürmeyi hedef almayan hangi tipteki soruları ne şekilde çözebileceğine dair bilgiler veriyor .
Test kitapları sayesinde öğrenciler soru tipi üzerinden konuyu anlamaya çalışıyor ve belirli bir soru tiplerini öğrenip /ezberleyip yapabildiğinde artık o konuyu "öğrenmiş" oluyor .
2- Kaynak kitaplar konuyu gereksiz yere zorlaştırır .
Kaynak kitaplar " her türlü olsalığa göre " soru hazırlama ve çözdürme amacında olduklarından soruları ve dolayısıyla müfredatı zorlaştırıyor . Bunun en büyük zararını sınıfta bulunan akademik başarısı düşük / orta öğrenciler çekiyor çünkü daha ana kazanımı kavrayamayan öğrenciler , ( klasik öğretim yapıldığından dolayı kavrayamiyor ) sorunun ne istediğin bile zor anlaşıldığı tipteki soruları anlayamiyor ve tâbi ki çözemiyor .
Uluslararası sınavlarda ( timss gibi ) ogrencilerin soruyu anlamasi icin en acik biçimde ifade edilip , yanlış anlamanin önüne gecilmeye calisilir . Bizde bilincli olarak sorunun anlaşılması zorlastiriliyor . Öğrenci belki ana kazanımı biliyor ama sorunun soruş seklinden kaynakli soruyu anlayamiyor.
Klâsik bir söz vardır , " devlet tuzak kurmaz " . Devlet kurmaz ama cocuklarimiza sorduğumuz sorular tuzaklarla dolu .
Akademik başarısı düşük ve hatta orta derecedeki öğrencilere bu eğitim sistemi hiçbir şey katmıyor , çünkü öğretim üst akademik başarıdaki öğrencilere göre klasik anlayışta, öğretmenin tahtada sürekli konu anlatımı yapıp soru çözdüğü, test dağıttığı bir yapida yapılıyor.
Akademik başarısı düşük ve orta seviyedeki öğrencilere sadece anlatmakla birşeyler katamazsınız. Siz sadece anlatırsınız , kavrama isini onlarin yerine yapamazsınız . Kavrama için anlatimin cesitlendirilmesi gerekiyor . Yapılandırmacı yaklaşım ve anlatımın çeşitlendirilmesi kavramayı artırabilir .
3- Ana kazanıma odaklanılmıyor ;
Kusura bakmayın ama ben okullarda öğretilen çoğu seyi abudik gubudik şeyler olarak görüyorum , ( bu yorumu kendi alanım olan matematiğe dayanarak yapıyorum ) bunlarla uğraştığımiz için temel kazanımları es geçiyoruz .
Örneğin ben matematik öğretmeniyim , Turkce'de akademik olarak pek iyi sayilmazdim , o yuzden Türkçede en basit seyleri bile bilmiyorum çünkü sistem benim uzerime düşmedi , yaparak yaşatarak öğretmedi . Aynı şekilde diğer branş öğretmenlerinin de matematikte temel olan kavramları bildiklerine inanmıyorum .
İlköğretimin temel amaci nedir ?
1- Öğrencileri akademik olarak bir üst seviyeye hazırlamak 2- Hayatta karşılaşabilecekleri temel kazanımları kazanmalarını sağlamak . Yapıyor muyuz ?
Önceden iki basamaklı üniversite giriş sisteminde , ilk girişte genelde ortaokuldan sorular sorulurdu , onda bile kaç bin öğrenci matematikten sıfır çekerdi ? Bırak liseyi , temeli ortaokula dayanan tipte sorulardı .
Koca bir ülkenin çocuklarını "sınavlara hazırlanıyoruz " diye çöp / ezbere bilgilerle doldurup, sınavdan çıktıktan beş dakika sonra bu bilgileri çöpe atıyoruz .
Aslına bakarsanız sorunu tek bir cumlede özetlemek mümkün, " öğretmememiz gereken şeyleri öğretiyor , öğrenilmesi gereken seyleri öğretmiyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder